Disney Animasyonları Hakkında “Bunu Kim, Nasıl Fark Etti?” Diyeceğiniz Ancak Mantıklı da Bulacağınız Akılalmaz Teoriler

Bazı teoriler var ki yapımcılar tarafından doğrulanarak birçok hayranı şaşırtmıştı.

Uçuk kaçık olanları da var ancak insan bir “Acaba mı?” diye düşünmüyor değil, eminiz ki bundan sonra hiçbir Disney animasyonuna aynı gözle yaklaşmayacaksınız.

Bizi en çok şaşırtan doğrulanmış teoriyle başlayalım: Örneğin; Tarzan’ın, Karlar Ülkesi (Frozen) animasyonundaki Elsa ve Anna’nın kayıp erkek kardeşi olduğunu söylesek?

Bu teoriye göre Elsa ve Anna’nın annesi ve babası aslında ölmemişti. Bir gemi kazası geçiren çift, aslında gemide uzunca bir süre kalmışlar ve kızların anneleri o sırada Tarzan’a hamileymiş.

Gemideyken çocuğu doğuran anneleri, kaza yaptıkları sırada İskandinavya’dan çokça uzaklara sürüklenmişlerdi. Kendilerini bir ormanda bulan çift, ilk iş olarak ağaçtan bir ev yapmaya koyulmuştu.

Zaten bu teoride ipler tam olarak burada kopuyor, kızların anne ve babaları o sırada leopar tarafından yenmiş. Yani bu hikâye aslında Tarzan’ın başlangıcında bize anlatılan hikâyeyle neredeyse birebir aynı.

Asıl can alıcı yer de burası; bu teori, yönetmen tarafından 2015 yılında doğrulanmış! Kırk yıl düşünsek aklımıza gelmezdi açıkçası…

Maalesef ki bu teori sizi çok üzecek, biz yazarken gözlerimiz dolmadı değil. Nemo’nun aslında hiç var olmaması ve Marlin’in, çocuklarının ve eşinin öldüğünü kabullenememesi.

Kayıp Balık Nemo’da Nemo kaçırılır ve babası Marlin onu bulmak için bütün okyanusu karış karış yüzer. Sonunda oğlunu bulan Marlin, aslında Nemo’yu kendi kafasında kurmuştur. Yasın 5 evresi olarak da adlandırılan bu teori, okuyucularını oldukça üzmüştü. 

Sırasıyla bu evrenin Marlin’de nasıl görüldüğüne bir bakalım: İnkâr evresinde olan Marlin, Nemo adında hiç var olmamış bir çocuk yaratır ve bu 5 evrenin ilk aşamasını oldukça güçlendirir.

  • Sık sık öfkelenen Marlin, filmde Nemo’yu neredeyse sürekli azarlar ve öfke evresini de gösterir.
  • Nemo kaçırıldıktan sonra bunun bir daha olmayacağını söyleyen Marlin, aslında yasın 3. evresi olan pazarlık durumunu yaşıyordur.
  • 4. evre olarak da adlandırılan depresyon evresi ise filmde karşımıza sık sık çıkar. 
  • Ve son evre, kabullenme evresi: Oğluyla sonunda kavuşarak mutlu bir hayat yaşayan Marlin, kabullenme aşamasına geçmesiyle film sonlanmıştır.

Nemo’nun Latince anlamına da bakacak olursanız eğer, “hiç kimse” anlamına geldiğini görebilirsiniz. Yani filmin ismi aslında Kimseyi Bulamamak anlamına geliyor. Bu detaylardan sonra teori oldukça mantıklı geldi değil mi?

Arabalar animasyonunda neden hiç insan olmadığını merak ettiniz mi? 

Arabalar dünyasında insan bulunmaması, birçok insanı “Neden?” diye düşündürtmüştür. Hâlbuki etraftaki evler, yapılar ve yollar tıpkı bizim dünyamızdaki gibi tasarlanmıştır. Ancak size şaşırtıcı bir gerçek söyleyelim: Önceden insanlar varmış fakat teoriye göre arabalar tarafından yok edilmişler!

Makine ayaklanmasının çıkmasıyla birlikte artık insana ihtiyaç duyulmadığını fark eden arabalar, çözümü insanları evrenden yok ederek bulmuş. Bu teoriyi en çok güçlendiren olaylar ise insan eliyle yapılmış şeylerin filmde sıkça gösterilmesi.

Örneğin Eyfel kulesi sahnesini hatırlıyor musunuz? Oldukça eski olan bu yapının arabaların kendi bilincini kazanmadan önce yapıldığı epey belli. Masum ve eğlenceli gözüken bu animasyon, artık hiçbirimizin gözünde eskisi gibi olmayacak.

Disney animasyonlarının aslında tek bir evrende geçtiğini belki de birçoğumuz duymuşuzdur. Bu teoriyi güçlendirecek bir diyalog Sevimli Canavarlar adlı animasyonda gösterilmiş.

Sevimli Canavarlar animasyonunda canavarlar çocuklardan çok korkar ve neredeyse hiçbir canavar bir insan çocuğuyla arkadaşlık kurmak istemez. Peki neden çocuklardan bu denli çok korkuyorlar dersiniz?

Aslında bunun sebebi, İnanılmaz Aile animasyonundaki Jack Jack bebek.

Oldukça özel yeteneklere sahip olan Jack Jack, etrafındakileri âdeta muma çeviriyor. Bu da Pixar evreninin tek bir evrende geçtiğinin büyük bir kanıtı!

Hatta bu konu üzerinde Sevimli Canavarlar animasyonunda bir canavarla röportaj gerçekleşmiş: “Bir çocuk, üzerimden uçtu ve lazer görüşüyle arabaları patlattı!” Sizce de bu tanım, Jack Jack bebeğe tam olarak uymuyor mu?

Oyuncak Hikayesi’nde oldukça yürek burkan bir geçmişe sahip olan Jessie’nin ilk sahibi ise ana karakterimiz Andy’nin annesiymiş!

Pixar filmleri teorileriyle bilinen yazar Jon Negroni bu konu hakkında inanılmaz bir teori ortaya sürdü. Negroni’ye göre ana karakterimiz Andy’nin taktığı şapka Şerif Woody’nin şapkasına hiç benzemiyordu hatta oldukça eski bir şapka gibi görünüyordu ve Jessie’nin şapkasını andırıyordu.

Yani buradan şu çıkarımı yapabiliriz: Andy yüksek ihtimalle annesinden kalmış olan şapkayı takıyordu ve filmde Jessie’nin eski sahibi Emily’nin sahnesi gösterildiğinde, Andy’nin annesine çok benzediği de gözle görülür şekilde belli oluyordu. Üstelik aradan geçen zamanı da düşündüğümüzde geçmişte gösterilen Emily adlı karakterin Andy’nin annesi olma ihtimali epey yüksek.

Yorum yapın