Her Gün 2,5 Litre Su Yerine Kola İçsek Ne Olurdu? Emin Olun, Hiç İstemezdiniz!

Aşırı miktarda şeker, birbirinden farklı zararlı maddeler ve hesaplanması zor kaloriler… Kola belki de çoğumuz için vazgeçilmez bir içecek ancak ya vücudumuzda bıraktığı etkiler ne olacak?

Gelin, başucumuzdaki su şişesini kola ile değiştirelim ve neler olacağına bakalım. 

Yalnızca bir kutu kolada 39 gram şeker bulunur.

Böyle bir durumda günlük sıvı alımımızı dengelemek için, günde en az 8 kutu kola tüketmemiz gerekir. Bu da yaklaşık 312 gram şeker anlamına gelir. Uzmanlara göre, her birimizin günlük tüketmesi gereken şeker miktarı, 40 gramı aşmamalıdır ancak mevzubahis suyu kola ile değiştirmek olduğunda bu ne yazık ki mümkün olmaz. 

Yani bu değişim, vücudumuza aşırı miktarlarda şeker yükleyeceğimiz manasına gelir ve bunun yanında ekstra kaloriler ve kilo artışı da kaçınılmaz olur. Eğer suya her ihtiyaç duyduğumuzda kola içersek bu durum, bir haftada neredeyse fazladan 8000 kaloriye mâl olur.

Elbette tek kalori kaynağımız içtiğimiz kola değil. 

Ayrıca bu şekerli içecek muhtemelen iştahımızı açar ve çok daha fazla yemek yeme isteği uyandırır. Ne yazık ki tek problem kilo artışı da değildir.

Fazla kola tüketimi dişlerimizi bir hayli olumsuz etkiler ve diş çürüklerinde ciddi bir artış görülür. Koladan aldığımız her bir yudum, bu içeceği bitirdikten sonra bile saatlerce dişlerimizi, dilimizi ve diş etlerimizi zararlı etkilerine maruz bırakmaya devam eder. Özellikle diş minelerimiz, yavaş yavaş parçalanmaya başlar. 

Ne kadar çok kola, o kadar fazla tuvalet ihtiyacı!

Bu şekerli içecekteki kafein, doğal bir idrar söktürücüdür ve bu da daha sık idrara çıkacağımız anlamına gelir. Kafeinin yanı sıra içerisinde çeşitli kimyasallar barındıran kolanın en tehlikeli maddelerinden biri de yüksek fruktozlu mısır şurubudur. Vücudumuz bu mısır şurubunu metabolize edemez ve beraberinde karaciğer yağlanması görülebilir.

Böyle bir durumda karşı karşıya kalacağımız tek sağlık problemi, maalesef karaciğer yağlanmasıyla sınırlı kalmaz.

Aşırı kola tüketimiyle vücuttaki potasyum miktarı bir hayli azalabilir ve ani olarak bayılmalar da kaçınılmaz olur. Kafein, şeker ve diğer kimyasallar, kalp atış hızını da önemli ölçüde değiştirebilir.

Ayrıca zamanla bu içeceğin aşırı tüketimi, Tip 2 diyabete neden olabilir ve birçok vitamin ve mineral eksikliği de kaçınılmaz bir hale gelir. Yine tüm bu etkileri görmezden gelir ve su yerine kola tüketmeye devam edersek, böbreklerimiz temel görevlerini yerine getirememeye başlar ve Proteinüri rahatsızlığı gelişebilir.

“Böyle bir şey nasıl mümkün olabilir?” diyenlerdenseniz, 16 yıl boyunca su yerine yalnızca kola içen kadına bir bakalım.

Monaco’da 31 yaşında bayılma nöbetlerinden şikayetçi olan bir kadın, muayene olmak için hastanenin yolunu tutar ve vücudundaki potasyum düzeyinin oldukça tehlikeli bir şekilde düştüğü gözlemlenir. Beslenme alışkanlıkları soran doktor, kadının 16 yıldır su yerine kola içtiğini öğrenir ve bu alışkanlığını acilen bırakması gerektiğini söyler.

Kadın, bu doktor kontrolünden sonra su içmeye başlar ve neyse ki vücudundaki potasyum miktarı hızla artışa geçer, kalp atış ritimleri düzelir ve ani bayılma şikayetlerinden kurtulur. 

Ayrıca 38 yaşında Osmaniye’de yaşayan bir pastane işletmecisi de su yerine kola içtiğini ve bu alışkanlığının 10 yaşından beri devam ettiğini ifade ediyor.

İlk etapta bu alışkanlığına günde 2.5 litre ile başlasa da şimdilerde 5 litre ve üzerine çıktığını belirten adam, bunun bir bağımlılığa dönüştüğünü, henüz herhangi bir sağlık problemiyle karşılaşmadığını ancak endişeli olduğunu sözlerine ekliyor. 

Özetle; vücudumuzun olmazsa olmazlarından olan suyu kola ile değiştirmek, çeşitli sağlık problemlerine sebep olur ve bazı durumlarda hayatımıza bile mâl olabilir. 

Kaynaklar: What If, Popular Science

Yorum yapın