Kültür yaa, Farklı Kültürler: Mısır’ın Siwa Kentinde Doğan Bir Berberi Olsaydınız Hayatınız Nasıl Olurdu?

Eğer bir gün yolunuz Sahra Çölü’ne düşerse sıkça karşılaşabileceğiniz ve renkli kıyafetleri, harika müzikleri, misafirperverlikleriyle ünlü olan Amazighler; kendilerine özgü yaşam tarzları ve yüzyıllardır korumayı başardıkları kültürleri ile dikkatinizi çekecek.

Ve eğer bir gün yolunuz gerçekten Sahra Çölü’ne düşerse, önceden varlığından haberiniz olmayan insanlarla tanışıp benzer duyguları, düşünceleri paylaştığınızı fark ettiğinizde -benim de düşündüğüm gibi-  “Acaba bu topraklarda doğup büyümüş olan bir Berberi olsaydım, şu an nasıl bir hayatım olurdu?” diye düşünebilirsiniz. Eğer 2023 yılında Siwa’ya yaşayan bir Amazigh olsaydık tam olarak şöyle bi hayatımız olabilirdi:

Günlük yaşantımızda çoğunlukla Siwa dili (yerel Berberi dili) konuşurduk.

Amazighlerin konuştuğu dil genellikle “Tamazight” olarak adlandırılır. Amazigh dili ya da bazılarının tabiriyle Berberi dili, Afrika’nın kuzeyindeki dağlardan çöllere kadar uzanan geniş bir alanda konuşuluyor. Siwa’da yaşayan Amazighlerin konuştuğu dil ise farklı olarak “Siwi” olarak adlandırılıyor.

Düşünsenize bu dil, binlerce yıl boyunca değişen krallıklar, imparatorluklar ve kültürler arasında ayakta kalmayı başardı. Bu yönüyle oldukça eşsiz olan bu dilin farklı bölgelerde farklı lehçeleri var. Öyle ki Fas’ta dağlarda konuşulan bir lehçe ile çölde konuşulan lehçe arasında bile bazen büyük farklar olabiliyor. 

Fakat bu dil, Amazighlerin yalnızca günlük hayatta birbirleriyle iletişim kurmak için kullandıkları bir dil. Yazı dilinde, eğitim dilinde pek yaygın değil. Mesela, aynı bölgelerde yaşayan Mısırlılar ile de Arapça konuşuyorlar.

3 farklı Alfabe biliyor olabilirdik.

Amazighlerin tarih boyunca kullandığı en ünlü alfabe “Tifinagh” olarak isimlendiriliyor. Bu alfabeyi gördüğünüzde, geometrik şekilleri andıran ilginç karakterleriyle dikkatinizi çeker. Fakat bu alfabe, bahsettiğim gibi yeni nesil arasında pek yaygın değil. Yani okuyabilen, yazabilen sayısı Amazgihler arasında da oldukça az.

Bölgedeki Arap egemenliği hem dili hem de kültürü oldukça baskılamış denilenilir. Modern zamanlarda, yazı yazarken genelde Arapça yazıp Arap alfabesi kullanılıyor. Bazıları ise bu dili Latin alfabesiyle yazmayı tercih ediyor.

Özetle; Amazighlerin dili ve yazısı, Kuzey Afrika’nın zengin ve çeşitli tarihini ve kültürünü yansıtan eşsiz bir mirasa sahip. Eğer bir gün bu harfleri bir yerde görürseniz, artık ne anlama geldiğini bileceksiniz!

Sabahın erken saatlerinde hurma bahçemize gitmek, sulama işleriyle uğraşmak gibi tarımsal faaliyetlerde bulunabilirdik.

Siwa’nın güzellikleri içinde, bir Amazigh olarak yaşamak, doğa ile iç içe bir hayatı beraberinde getirir. Siwa’da bir Amazigh olarak doğsaydık, tarım hayatımızın tam kalbinde yer alırdı. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanır, belki bir fincan şerbetçi otu çayı içer ve hurma bahçemize doğru yola koyulurduk.

Hurma, Siwa’nın altın meyvesidir; hem lezzetli hem de bereketlidir. Her gün bu tatlı meyvelerin etrafında dönen bir hayat, bize doğanın sunduğu hediyeyle ne kadar şanslı olduğumuzu hatırlatırdı. Bir yandan da ortalama 45 derece olan hava durumu ve bunaltıcı çöl sıcakları bizim için sıradan bir şey olurdu.

Renkli elbiseler giyip renkli takılar takar ya da geleneksel beyaz, uzun elbiseler giyerdik.

Eğer Mısır’ın Siwa vahasında yaşayan bir Berberi olarak doğsaydık, elbette kıyafet seçimimiz hem geleneksel hem de çevresel faktörlere bağlı olarak şekillenirdi. Siwa, sıcak çöl iklimine sahip bir bölge olduğu için kıyafetlerimiz bu koşullara uyum sağlamak zorundaydı.

Erkekler için o ünlü uzun beyaz elbisenin adı “djellaba“. Djellaba, sanki çöldeki sıcak günlerde serinlemek ya da akşamları serin esintiden korunmak için tasarlanmış gibi. Ve tabii ki beyaz rengiyle güneş ışığını yansıtarak sizi serin tutar. Ancak sadece beyaz değil, bazen kahverengi veya diğer doğal renklerde de djellaba görmek mümkün.

Berberi kadınlarının günlük kıyafetlerine gelirsek, onların da kendi versiyonları olan renkli djellabaları var. Kadınlar için djellaba genellikle daha renkli ve süslemeli. Bazıları o kadar güzel işlemelere sahiptir ki bir sanat eseri gibidir.

Kadınlar ayrıca başlarına takmak için renkli eşarplar veya “takchita” adında geleneksel elbiseler giyiyorlar. Bu elbiseler genellikle özel etkinlikler, festivaller ve eğlencelerde de kullanılıyor.

Eğlence demişken: 

Amazighler; festivalleri, müzikleri ve danslarıyla bilinir. Her bölge kendi özgün ritüellerini ve kutlamalarını taşır ama hepsinin ortak yönü, topluluğun bir araya gelmesi ve geleneklerini yaşatma arzusudur.

Eğer bir Amazigh festivaline denk gelirseniz, kendilerine özgü çalgı aletleri tamamiyle özgün dansları ve Amazigh dilindeki şarkılarıyla büyülenmemeniz imkansızdır. Ancak ilginçtir ki bu şarkıların ve eğlencelerin videoya alınmasına, sosyal medyada paylaşılmasına karşılar. Bu sebeple internette rastlamak pek mümkün değil.

Bu coşkulu eğlencelerin yanı sıra, “arak” adını verdikleri geleneksel alkollü içecekleriyle de tanınırlar. Arak, özellikle Kuzey Afrika ülkelerinde üretilen anason bazlı bir içki ve Amazighler arasında sosyal toplantıların, kutlamaların ve hatta bazen günlük sohbetlerin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Genellikle su ve buzla karıştırılıp içiliyor ve bu karışım neticesinde beyaz bir renge bürüyor. Bunun yanı sıra, özellikle gün batımından sonra çölde içmeyi tercih ettikleri tatlı çaylarını mutlaka denemelisiniz. 

Kısacası; Siwa, çölün ortasında bir vaha, Mısır’ın saklı hazinesi. Burada yaşayan Amazighler, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle sizi büyüleyebilir. Hurma ağaçları, eski tapınaklar, tamamiyle farklı ve az konuşulan bir dil, kendi kimliklerini koruma mücadelesine devam eden Berberi halkını görmek isterseniz Siwa’yı ziyaret etmek beklentilerinizi oldukça karşılayan bir deneyim olur.

Bonus:

Kaynaklar: Britannica, Washington Institute

Yorum yapın